Türkiye’nin huzurunu dinamitlemek için FETÖ cinayetine kurban giden Hrant Dink’in avukatı olsa bile cenazesi Kumkapı Ermeni Meryem Ana Kilisesi’nden kaldırılmasa adına bakarak Türk ve/veya Müslüman sanacaktık.
Hrant bir Ermeni adı ama Hakan ve Mehmet Nuri ise Türk ve Müslüman adı.
Hrant Dink’in ailesinin avukatlığını yapan Hakan Bakırcıoğlu’nun babasının adı da Mehmet Nuri’ymiş ve bunlar aslında bir Ermeni’ymişler.
Meselemiz vefat eden bu şahıslar değil. Kendini Türk ve Müslüman adıyla gizleyenler. Özellikle de siyaset arenasındaki kimseler…
Mesela, Hakan, Türk adı.
Mehmet, Türklerin Muhammed yerine kullandıkları isim.
Nuri de Arapça kökenli bir Müslüman adı.
Peki,
bir Ermeni, Hrant, Sevan, Aram, Garo, Garbis, Ara, Artun, Arto, Markar gibi Ermeni isimlerini kullanmak varken Hakan, Mehmet, Nuri, Faruk, Semih, Lütfi, Âdile, Fethiye gibi isimleri neden tercih eder?
Mesela ‘Bakırcıyan’ demek yerine neden Barkırcıoğlu’nu kullanır?
Burası Türkiye’de onun için.
Burada Türk, Kürt, Arap ve Müslüman görünmek işlerine gelir de ondan.
Mesela adamın annesinin adı Yemuş. Yemuş’ün oğlunun adı da Kemal.
Türkiye’de özellikle 1909 sonrasında siyaset yapan, yüksek makamlara gelmiş, büyük servetlere konmuş, dışişleri ve medyaya çöreklenmiş herkesin nesebi de inancı da mensubiyeti de herkesi ilgilendirir.
Yani ‘bundan kime ne’ denilip geçilemez.
Bu devletin adı Türkiye ise rejimin kurucu unsurları Türklüğü araç olarak kullanmışlarsa bu husus daha büyük ehemmiyet arz eder.
İsmet Özel, “Türk’se Müslüman’dır” sözünde haksız değildir. Çünkü Türkler kimliklerini İslam ile muhafaza edebilmişlerdir. Bulgar, Macar örneklerinde olduğu üzere Hıristiyanlaşan, Musevileşen, inançsız kalan Türklerin çoğu Türklüklerini ve mâzileriyle irtibatlarını da kaybetmişlerdir.
Hz. Ömer (r.a.) efendimiz bize bir kimsenin kıldığı namaza, tuttuğu oruca bakmamamızı, aksine doğru sözlü olup olmadığına bakmamızı öğütlüyor. Namaz ve oruç ölçü değil mi? Elbette ölçü. Lâkin yeter şart değil.
38 KİŞİNİN SADECE 4’Ü MASON DEĞİL
Evvelen de yazmıştık. Tekrar hatırlatalım çünkü çok mühim: Ankara’da 3 Mayıs 1920 ile 29 Ekim 1923 arasında yani Cumhuriyetin îlânına dek ‘İcrâ Vekilleri Heyeti’ adıyla 5 kabine oluşturulmuş ve bu kabinede 38 farklı isim görev almış. Bu 38 kişinin sadece 4’ü mason değil. Bunların çoğu da Sabetaycı ve Pakraduni. Sonrakilere bakmaya bile gerek yok, sadece bu tercih bize çok şey söyler.
Genel Kurmay Başkanlarında durum ne? İkisi, üçü hâriç yukarıdakinin aynısı. Türkiye’de en büyük varlığa sahip olanlarda durum ne? O da aynı.
Türk sandığın Sabetaycı Yahudi. Kürt veya Ermeni sandığın Pakraduni Yahudi olarak çıkabilir karşına.
Bunlar tekkede şeyh, Diyanet’te başkan, orduda general, siyasette genel başkan, bakan, milletvekili, devlette bürokrat, piyasada kravatlı tefeci ve işadamı olarak da çıkarya şaşırma. Çünkü çok var böylesi.
‘Çıksın ne olur’ deyip geçemezsiniz.
EN ÇOK KORKULMASI GEREKEN ZÜMRE
İslam, insanları Müslüman, kâfir ve münafık olarak üç sınıfa ayırır. Son iki zümre arasında en çok korkulması gereken münafık olanlardır. Adı üstünde münafık yani çok kimlikli… Senden gözüktüğü hâlde aslında sana düşman olandan daha tehlikeli ne vardır? Dost sandıklarının yılan ve akrep hâli.
Bunlar Müslüman’ı asla sevmez ve İslam’a da düşmandır. Üstelik kâfirlerden daha şedit düşman. Türkiye kendilerinin olsun, burada Müslüman Türk de Müslüman Kürt de Müslüman Arap da yaşasın istemez. Sadece Müslüman olanı mı? Elbette hayır, Müslüman olmayanına da asla tahammül edemezler.
YA ONLARDAN YA HİÇ
Ya onların kavim ve inancından olacaksın ya da hiç olmayacaksın!
Bunların ırkdaşı siyonistler işgal ettikleri Filistin’de neler yapıyor görmüyor muyuz?
Bunların ataları asırlardır dünyada neler yaptılar bilmiyor muyuz?
Bunlar hakkında Kur’an-ı Kerim’de Allah Azze ve Celle bizi ikaz etmiyor mu?
Bunların bu ülkede iki asra yaklaşan zamanda yaptıklarının şahidi değil miyiz?
Batı, bunları Avrupa’dan neden kovup Filistin’de Müslümanların başına belâ etti sanıyorsunuz?
Bunların ceddi değil miydi Hz. Musa’yı terk edip altından put yapıp yapan, Hz. Harun’a isyan eden?
Bunlar değil miydi Hz. Üzeyr’e Allah’ın oğlu diyen, Hz. Zekeriya’yı testere ile kesen, Hz. İsa’yı çarmıha germek isteyen?
Yahudi Pavlus değil miydi Hz. İsa’ya gelen vahyi, putperest ve pagan inancına çeviren?
Yemenli Yahudi İbn-i Sebe değil miydi Pavlus’un yaptığını İslam’a yapmak isteyen?
Bunlar değil miydi Hz. Peygamberi zehirleyerek öldürmeye çalışan?
Bunlar değil miydi Medine’de Müslümanları arkasından vuran?
Bunlar değil miydi İstanbul’da altın paradan parçalar koparıp, ülkede enflasyon başlatan?
Bunlar değil miydi Sultan Abdülhamid Han’ı tahtından indirip, Selanik’e sürgün eden?
Bunlar değil miydi ‘411 el kaosa kalktı’ manşetini atan?
Bunlar değil miydi başörtüsüne ‘çuval’ ve ‘bir metrelik bez parçası’ diyen, Müslüman kızları coplatan, mahkemelerde ve hapislerde çürüten?
Bunlar değil miydi Menderes’i asan, Özal’ı zehirleyen, Erbakan’a hayatı dar eden?
SABETAYCI, PAKRADUNİ, MASON, ROTARYEN KELİMESİNİ DUYUNCA BURUN KIVIRANLAR
Sabetaycı, Pakraduni, mason, Rotaryen kelimesini duyunca burun kıvıran Müslümanlar, ne oluyor memlekette, kim kiminle görmüyor musunuz?
Sivaslı, Maraşlı, Erzurumlu, Tuncelili, Diyarbakırlı, Malatyalı, İzmirli, Balıkesirli olmak Müslüman ve Türk olmak için yeter mi? Deşin bakayım altından neler çıkacak, kazıyın bakayım nelerle karşılaşacaksınız?
Bu memleketi üç-beş subay falan kurmadı. Bu memleket Müslüman şehitlerin kanıyla yoğruldu ve Müslüman evlatları bütün dalaverelere rağmen can vererek muhafaza etti.
Birileri gelip Sabetaycı, Pakraduni ve masonlara makam, servet ve şöhret verdi diye bu memleket onların olacak değil!
Biz kimsenin adıyla, parasıyla, kavmiyle ilgilenmiyoruz?
Biz, ‘bu memleket bizimdir, içimizdeki bizden gözüken ama bizden olmayanlara bırakmayız’ diyoruz.
‘Gâvuru sevindirecek şeylere müsamaha etmeyiz’ diyoruz.
‘Biz burayı kimseye yâr etmeyiz’ diyoruz.
Vesselam!