14 Ocak 2025 Salı

Sosyal Medya

Son Eklenenler

Hayâlî yerde ya zombileşek yâhut direneceğiz

Gerçek Hayat Dergisinin 1 Ocak 2022, 1075. sayı editör yazısı
15 Ocak 2022 15:10
Davos Formu Başkanı Klaus Schwab’ın ‘Büyük Sıfırlama’ başlıklı Dünya Ekonomik Formu 2021 toplantısında söylediği “2030’da hiçbir şeye sahip olmayacak ve mutlu olacaksınız” cümlesi, insanlığı neyin beklediğinin en bariz itirafı mahiyetinde. Bu tehdidi ciddiye almak zorundayız.

İnsanlık, beyin ve mideden değil başka bir yolla beslenecek bilgi ve gıda olarak. Ruhumuz da çalınıp, tüm kimlik ve benliğimiz ID2020 projesine hapsedilecek. ‘Nesnelerin interneti’ denilen 5G, daha bağımlı ve kontrol altında bir insanlık inşâsı için gerekiyor.

Herkesin plandemi oyunuyla evlere tıkılıp, görüntülü haberleşme ve yeni iş biçimlerinin dayatılması metaverse âleminin mukaddemi yâni hazırlık safhasıydı ve bunun nasıl yapılabileceğini Kaliforniya Teknik Araştırmalar Laboratuvarı Müdürü Dr. Elizabeth Rauscher, 1970’de şöyle izah etmişti: “Bana para ve üç ay verin, bu şehirdeki insanların davranışlarını kendileri farkında olmadan yüzde 80 oranında etkileyebilirim."

Eşyâ, mal, varlık, servet ve fizîkî olarak elle tutulabilen her türlü eşyayı ifade eden meta (ﻣﺘﺎﻉ) kelimesi, Türkçeye de, Batı dillerine de Arapçadan geçmiş. İngilizcede daha çok değişim veya başkalaşımı da ifade ediyor.

Meta-verse ibaresi ilk olarak Amerikalı romancı Neal Stephenson’ın Türkçeye ‘Parazit’ adıyla tercüme edilen ‘Snow Crash’ romanında yer alır. Romanın yayınlanma tarihi 1992, yâni tam 30 yıl evvel. Tıpkı 1988’de The Economist’in kapaktan blockchain tabanlı -o zaman kimsenin hayalinde bile olmayan- doları ezen kripto parayı anons etmesi gibi. Demek ki, roman ve bilim kurgu filmleri öyle bir kişinin aklından geçenlerden ibaret değilmiş.

Mezkûr roman Türkçeye tercüme edilirken metaverse ‘metaevren’ olarak çevrilmiş ve şu tarif yapılmış: ‘Bilgisayarının, veri gözlüklerine çizdiği ve kulaklıklarına pompaladığı, bilgisayar ürünü bir evren. Alt dilde bu hayâlî yer, metaevren olarak bilinirdi. …metaevrende çok vakit geçiriyordu.’

‘Verse’nin edebiyat zaviyesinde İngilizcede mânâsı ‘mısra’ iken, ilahiyatta ise ‘âyet’tir. Metaverse’ü her ne kadar Parazit’in mütercimi ‘metaevren’, Google ise ‘meta veri deposu’ diye tercüme etse de şirketinin adını ‘Meta’ olarak değiştiren Mark Zuckerberg, bu birleşik kelimeyi “internetin vücut bulmuş hâli” diye tarif ediyor. Yâni insan 3.0 için internet 3.0 denkliği.

Bu, sanal ile gerçekliğin tümüyle karıştırıldığı âlem, tabiri caizse yeni Sülün Osmanların ağlarını gerdikleri bir geçit. Bir zamanların Sülün Osman’ı tamahkârları bulup Galata Kulesi’nden tramvaya, saat kulelerinden şehir hatları vapurlarına dek kamu mallarını 'satma' veya 'kiraya verme' vaadiyle insanları dolandırmaktaydı. Bu ‘girişimci’ model, şimdi metaverse dünyasında…

Muhabir sokakta durdurduğu bir adama ‘metaverse’i soruyor. Adam beklemeden 950’şer dolara iki sanal arsa satın aldığını, bir yıl sonra Türkiye’de herkesin ‘yeni zengin’ olarak kendisini konuşacağını söylüyor. Demek ki, sadece NFT denilen dijital şeylere milyon dolarlar verenler değil, sade vatandaşlar bile bu sihirli ve büyücü âleme çoktan hazır.

Amacımız bu âleme küfretmek değil. Bir durum tesbiti yapmak ve tarafları ikaz etmek. Taraflardan murad; âileler, Diyanet ve devlet… Gerçekliğin kaybedildiği, kişilik parçalanmalar ve derin ruhî bunalımlara neden olacak olan bu ifsad edici seküler âleme karşı, hiç kimsenin tedbir açısından geç kalmamalı. Mesela Diyanet burada İslâmî mektepler açabilir, soğukkanlı bir bakışla buranın fıkhını oluşturabilir. Âileler ise yasaklayarak engelleyemeyeceklerini unutmamalı ve bu âleme yönelik bilgi sahibi olmalı.

Mâlum neyi kim keşfeder veya imal ederse ona kendi kültüründen, kendi inancından bir ruh üfler. Tıpkı Allah-ü Teâlâ’nın yarattığı insana kendinden bir ruh üflemesi gibi. Günümüzün hâkîmi materyalist ve satanist Batı kültürü de yapıp ettiklerine kendinden bir ruh üflüyor.

Yaşadığımız âlem, Allah’ın yarattığı fizik âlemi. Bir de fizik ötesi yâni metafizik olan âlem var. Kendine ilahlık atfeden veya bu şekilde davranan hükümran Batı’nın ellerinde fizik ile metafizik benzeri ancak asla aynı olmayan ‘metaverse’ dediği yeni bir dünya geliyor ve hatta geldi bile.

Öte yandan ‘kripto para caiz değil’ diyen Diyanet gibi müesseseler, mevcut global ve/veya mahalli iktisâdî sistemde para, dijital para ve kripto paralarla ilgili geniş toplantılar yapmalı. Kifayeti tartışmalı Dinişleri Yüksek Kurulu’nun görüşlerinden ibaret saymamalı bu dünyayı. Yoksa Türkiye’nin bugün ve her zaman mâruz bırakıldığı iktisâdi saldırıların daha fazlası metaverse âlemini de saracaktır. Bu da pek çok kişiyi maddî ve mânevî iflasa mâruz bırakabilir.

Bunların mukaddemi olan Bitcoin’in bir tanesine sahip olmak bile büyük bir servet. Gün geçmiyor ki yeni bir kripto veya dijital para tedâvüle girmemiş olsun. İşin garibi dünyanın en büyük dördüncü kripto para borsası Türkiye’de. Sadece o değil dünyanın en büyük borsaları da Türkiye’de şube açmış durumda. Daha da ilginci, nüfusuna nispetle Türkiye sanal paraya dünyada en çok sermaye yatıranların ülkesi durumunda. Bu fiilî durumu yok sayarak hareket edemezsiniz.

Bir akademisyen geçtiğimiz günlerde tv ekranında ‘talebelerimin en az yarısı sanal para işiyle uğraşıyor, hepsi derste bile telefonla piyasayı takip ediyorlar’ diyordu. Yine asıl meselemiz, kapitalist dünyanın bu yeni mektep ve mâbedînde insanlığı özellikle de genç nesli nelerin beklediğidir.

İnsanların gerçek kimliklerinden sıyrılıp sahte kimliklere büründüğü bu saha, bir nevi kişilik parçalanması yâhut da münafıklığın da yeni sürümü olsa gerek. Maazallah özellikle gençliği maddî ve mânevî gerçeklikten alıp, gerçek dışı bir dünyada çarçur edecekler. Üstelik bu âlem gerçekle gerçek dışının karıştırıldığı sıra dışı bir dünya. Çoğu kez de soygun, vurgun, hebâ âlemi.
Yorum Yap
Diğer İçerikler