#Çaldılar

31 Martın neticesi hakkında son noktayı Binali Yıldırım ‘çaldılar’ diyerek koydu. Zira haklıydı ve gerçekten çalmışlardı. Hırsızlardan ikisi zaten geçen hafta tutuklandı, muhtemelen devamı da gelecek.

‘Kimin çaldığı’ suâli için Yıldırım, “bunu söylemek mahkemelerin işi, ama çaldıkları kesin” diyerek ifade ediyor. Yıldırım kimin çaldığını nezaketen söylemese de, nasıl çalındığını tek tek izah ediyor. Aslında dolaylı da olsa çalanı da söylüyor. Zaten o söylemese de herkes biliyor.

31 Mart seçimlerinin neticesi beş noktayı net bir şekilde ortaya koymuştur. Bunlar;
- İç ve dış psikolojik harp yani algı yönetimini,
- Sandık güvenliğini,
- İstanbul’un ehemmiyetini,
- Ak Parti’nin teşkilatlar ve halkla ilişkilerdeki eksikliğini ve
- Ak Parti’yi destekleyen medyanın önemli bir bölümünün yanlışlarını…

İç ve dış algı oyunları yani seçmenin şuur altını işgale yönelik psikolojik savaşın detaylarını ilerleyen sayfalarımızda okuyacaksınız. Siz ne yaparsanız yapın iç ve dış düşmanlarınız psikolojik harplerini yapmaya devam edecek.

Mühim olan halkı onların tuzağına karşı ikaz etmek ve diri tutmakta. Bunu hem siyasetçi, hem de medya yapabilir. Siyasetçilerin takdirini halka bırakalım ama mensubu olarak medyamızın durumu iç açıcı değil. Doğru yere yanlış insanları doldurarak, yanlış kişilere iltifat edip yanlışlarına destek olarak bu eksiklik giderilemez. Dâvâ adamlığı sadece siyaset için değil, medya için de geçerli. Bu işler her devrin adamı, sürekli tırmanmak isteyen kapasitesiz muhterislerle olmaz.

İstanbul’un ehemmiyetini anlayanlar 23 Haziran için gereğini yapmak zorunda. Zira karşı saftakiler safları sıklaştırmış durumda.

Bu cenahın da safları sıklaştırması şart! Özellikle de Saadet Partililer, AK Parti’ye haklı veya haksız nedenle kırgın olanlar, kavmiyetçilik davası güderek HDP’ye kayanlar, sandığa gitmeyen MHP’liler, şahsî kızgınlıkları nedeniyle rey vermeyen veya oyunu iptal edenler!

Size sesleniyoruz!

Kızmakta haklı bile olsanız, size yanlış yapıldığını da düşünseniz, yanlışa yanlışla mukabele edilemez! Siz sandığa gidin, reyinizi doğru kişiye, Binali beye verin, şairin dediği gibi hedefe varmayan rey utansın, sözünde durmayan ve size haksızlık eden utansın!

Aksi davranışınız, FETÖ’ye, PKK’ya DHKP-C’ye, Türkiye düşmanlarına yarayacak. Bunu aklınızdan çıkarmayın! Sonra pişmanlığınızın kimseye faydası olmaz! Ayrıca ben verdim ama ‘oğlumu kızımı ikna edemedim’ sözünü de demeye kimsenin hakkı yok!

AK Parti ise seçim sürecinde karşı tarafı hiç muhatap almamalı. Ciddiye alıp hiçbir şeyine cevap vermemeli, savunmaya geçmemeli, nokta atışı yapmalı. Dokunmadıklarına dokunmalı, ihmal ettiklerinin gönlünü almalı, AK Parti’nin tüm milletvekilleri, tüm belediye başkanları, tüm mensupları soluksuz çalışmalı.

Sandığı FETÖ’cülere, PKK’lılara, DHPK-C’li hırsızlara, şu ya da bu partinin rozetini takmış arsızlara kaptırmamalı. FETÖ’yü ziyaret etmiş, yakınından geçmiş, resim verenler, halkın kızdığı yüzler, hem partiden, hem de vitrinden çekilmeli. Medya ve halkla sulh şart.