Kemâl Özer, 'Ölüm Tâcirleri' isimli eserinde organ nakli meselesini ve insanın yedek parçaya çevrilmesi enine boyuna irdeliyor.
Ölüm Tâcirleri
Organ Nakli Hakkında Gizlenen Gerçekler
‘Beyin ölümü’ ve ‘organ nakli’, çağımızın ‘bıçak sırtı’ konularından biri. İlk bakışta, ‘çürüyüp gideceğine birini yaşatsın’ cümlesinin ‘mâsumiyeti’ karşısında hepimiz gönüllü organ bağışçıları olabiliriz.
Hatta ‘annenin yavrusuna organlarını vermesinden daha büyük iyilik mi olur’ diye de düşünebiliriz.
Lâkin bazı meseleler cümlede durduğu kadar basit ve sıradan değil.
Söz konusu Allah’ın en mükerrem varlığı olan insanın hayatı olduğunda sıradan bir hüküm cümlesi kurulamaz, kurulmamalı.
Bazı şeyler reklam edildiği, iddia edildiği ve tavsiye edildiği kadar basit ve sıradan da değildir.
Çünkü herhangi bir yerden herhangi bir eşya alıp veriyor değiliz.
Neticede konuştuğumuz konu, alanın da, verenin de, dînî, ahlâkî ve hukukî yani dünyevî ve uhrevî mesuliyetleri olan candır, hayattır, hayatiyettir.
Bazı meseseler vardır ki, ahlâkî ve dînî olanla, ilgili sektörlerin tabi oldukları normlarla tezat teşkil edebilir.
Organ nakli ve beyin ölümü meselesi de ‘tıp sektörü’nün baktığı kadar basit ve vak’a-i adiyeden bir mesele değil.
İlk bakışta toplumun vicdanına seslenerek yapılan çağrılar ‘hayat kurtarıyor’ belki.
Ama gerçekte de öylemi?
Ya gerçekler öyle değilse?
Öte yandan nakil taraftarları, dînî ve siyasî kurumları arkalarına alma konusunda hiç sıkıntı çekmiyor.
Ama ne pahasına?
Ayrıca uzuvlarınız sizin mi ki, bağışlıyorsunuz ve de Allah (ﷻ), size bağışlama hakkı tanıdı mı?
Bir de siz ölmeden organların alındığını düşünün! Mesele ne kadar giriftleşiyor değil mi?
Peki, bir de ölüm diye dayatılan ve pek çok tıp otoritesinin reddettiği ve reddedenlerin hızla arttığı ‘beyin ölümü’ meselesine ne demeli?
Ya beyin ölümü yeni bulgularda da görüldüğü üzere gerçekten ölüm değilse ve ‘öldünüz’ denildiğinde hâlâ yaşıyor iseniz!
Beyin gerçekten öldüyse neden nakil sırasında vericiye anestezi yapılıyor, sadece kaslar kasılmasın diye mi?
Ya uzuvları alınırken ayağa fırlayanlara ne demeli?
Yoksa ‘birkaç örnekten ne olacak’ deyip bu defteri kapatmalı mı?
Peki, bitkisel hayat ile ölüm karıştırılmışsa ne olacak?
Organları alınacakken hayata tutunup, işittiklerini ve yaşadıklarını anlatanlara ne diyeceğiz?
Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi Başkanı, gazeteci Kemâl Özer, hastalığa ve sağlığa bakışımızı değiştirecek bu kitabında ‘beyin ölümü’ ve ‘organ nakli’ konularını masaya yatırıyor.
Yaradan’ın insana verdiği bedeni “yedek parça deposu” hâline getiren 21. yüzyıl bilimine ve tıbbına farklı bir perspektiften bakmamızı sağlıyor.
Teknik Özellikler:
Yazar: Kemal Özer
ISBN: 978-605-5181-37-6
1. baskı: Kasım 2013 - HayyKitap
1. baskı: Aralık 2020 - Ketebe (Gözden geçirilmiş yeni isimle baskı)
TÜRKİYE TEMİN YERLERİ
KETEBE
BİRLİKTE DAĞITIM
KİTAPYURDU
Amazon Türkiye
GLOBAL TEMİN YERLERİ
Kitapyurdu AVRUPA
AMAZON Global
Ayrıca kitap dükkânlarından talep edebilirsiniz.
Not: Bazı sitelerde müteveffa marksist görüşlü Kemal Özer'e ait kitaplarda listlenmektedir. Lütfen tercihinizi yaparken bu ikazı dikkate alınız.